Ana içeriğe atla

VE UNUT.

Sen gerçekten kötü bir insan mısın? Yoksa hayır, olmazdı, yapamazdın; dayanamazdın beni bu kadar üzmeye... Bana yardım et demiştin, seni kaybetmek istemiyorum demiştin, ama sen beni kaybettin. Beni kendi ellerinle, kaybettin...

Yaşadıklarımız, paylaştığımız tüm anlar en küçük ayrıntısına kadar zihnimde. Hepsinin sonu farklı biliyor musun? Hepsini bir bir yaşıyorum ve hepsinin sonu için keşke böyle olsaydı diyorum. Zamanı geri getiremiyorum. Seni bildiğimi zannediyorum bazen. Ne kadar iyi bir insan olduğunu düşünüyorum. Yapamaz bile bile beni bu kadar üzemez, o kimseyi üzemez... Ama sonra ellerinle beni ittiğin ve gözünün önünde kalkmama bile yardım etmediğin geliyor aklıma çıldıracak gibi oluyorum deli oluyorum kızıyorum kendime deli gibi. Nasıl diyorum kendime, nasıl izin verdin kendini böyle küçültmeye? Hayatında tek bir insana tamamen içinden geldiği gibi davrandın sen. Sen çünkü mutluydun huzurluydun çok. Her şeyini serdin önüne. Ama biliyor musun, sen daha çok küçük bir kızsın. Sen daha hayatı tanımıyorsun bilmiyorsun ki. O bunları gördü, hepsini gördü. Aranızdaki en büyük fark buydu sizin.

Sen onun yanındayken, kendi hayal dünyanda yaşadın. O buna kendini dahil etmedi, ya da edemedi... Ama istedi, bunu çok istedi; çünkü biliyordu onu senden başka kimse daha çok sevemezdi. Biliyordu bunu ama işte dedim ya, o hayatı biliyordu, sense daha her şeyin başındaydın. Saf temiz duyguların, hayallerin vardı senin... Onunsa ne kadar silmeye yok etmeye çalışsa da kendisini bir gölge gibi takip eden, peşinden sürüklenen bir geçmişi vardı...

Hiçbir zaman peşini bırakmayacak olan geçmişi vardı.
Ona hiçbir şey yapmasına izin vermeyen geçmişi vardı.
Seni dahil edemezdi bu kovalamacaya.
Anla artık.


Yani sana diyeceğim o ki, yürü, arkana bakmadan yürü. Ve Unut.

Yorumlar

  1. Buna Oscar Wilde'ın bakış açısından bakmak en mantıklısı.

    YanıtlaSil
  2. Nightwish, Epica, Draconian, Tristania, Theatre of Tragedy, Xandria, Lacuna Coil, Within Temptation... Hemen hemen aynı grupları seviyormuşuz. Çok şaşırdım, özellikle bu devirde.

    YanıtlaSil
  3. hisler çok yoğun, mümkün olsa yağmur olur yağardı...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SARI KIZLA SARI OĞLAN

Bir bebek gelmiş dünyaya. Gözleri masmavi bakmış; aydınlatmış adeta çevresindeki karanlığı. Öyle bir maviymiş ki, geleceğe umut saçacak gibi. Dudakları öylesine güzelmiş ki, onlar da sanki sözleriyle, dokunuşlarıyla insanlığa iyiliği, saflığı, şefkati, masumluğu öğretecek gibi. Saçları hele, altının en göz kamaştırıcı halindenmiş. İnsanlar yanına yaklaştıklarında, mühürlenirlermiş. Gidemezlermiş. Öyle kalır, bakakalırlarmış. Bebekse onlara en sıcağından, en içteninden, gözleriyle, sonra dudaklarıyla ve daha sonra minicik ellerini çırpmalarıyla gülümsermiş. Mest olurlarmış onun bu mutluluğunu görenler; çünkü bebek  onları yeniden doğmuş bebek gibi tüm günahlarından arınmış hissettirirmiş. Bebek büyümüş, büyüdükçe daha da güzelleşmiş. Altı yaşındayken en az onun kadar güzel ve masum bir kız kardeşi olmuş. Çok sevmiş onu, sanki babasıymış gibi onu korumuş, kollamış. Birlikte oynamadıkları oyun, saklanmadıkları köşe kalmamış. En sevdikleri de "kim daha çabuk bitirecek tabağındak...
Nedendir bilmem, eskiye hep bir özlem duymuşumdur. Hatırlar mısınız? Çocukluğumuzda elimize tutuşturulan anket defterlerinde bir soru vardı: Geçmişte mi, şimdide mi yoksa gelecekte mi yaşamak isterdiniz?, diye. Benim cevabım daha o zamandan belliydi; geçmişte... Geçmiş zamanlar, eski defterler, eski müzikler, eski türk filmleri, eski kıyafetler, eski insanlar ayrı bir güzel.. Hepsinin ayrı anısı, ayrı kokusu, ayrı tadı var.. Geleceğe özenenleri, teknoloji aşığı insanları anlayabiliyorum; ama asıl "gerçeklik" geçmişte değil midir? Geçmişte yaşanmamış mıdır? Geçmişinizle ilgili herhangi bir şey getirin aklınıza; çocukluk arkadaşlarınızla çocukluğunuzda oynadığınız oyunlar, eski okulunuzdan anılar, gittiğiniz tatiller, izlediğiniz ilk film, bir şarkı.. Yüzünüzde ufacık bir tebessüm oluştuysa, ne mutlu bana... Hatırlamayı unutmayın. Mutlu kalın...

YAPMA

Yapmayacaksın arkadaş, yapmayacaksın.. Sana değer vermediğini hissettiğin hiçkimse için, ilişkin ne boyutta olursa olsun, kılını bile kıpırdatmayacaksın. Sonbaharda sararan yapraklar ağaçtan düşer ya, onları toplamaya kalkışma, tekrardan yeşeremez onlar; yeşertemezsin. Bırak, yerde kalsınlar. Haketmediğin halde seni üzenler var ya, artık onlar için üzülme; çünkü onlar da seni haketmiyorlar, emin ol. İçin içini yer, tam nefes almaya çalışır, alamazsın, içinden bir sayı tut, o sayıya kadar say, bak nasıl da nefes alıyorsun. Hayata bir kere geliyorsun; sakın, sakın "neden" deyip, beyninin içinin önce karıncalanıp, sonra uyuşmasına izin verme. Yapma.