Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

VE UNUT.

Sen gerçekten kötü bir insan mısın? Yoksa hayır, olmazdı, yapamazdın; dayanamazdın beni bu kadar üzmeye... Bana yardım et demiştin, seni kaybetmek istemiyorum demiştin, ama sen beni kaybettin. Beni kendi ellerinle, kaybettin... Yaşadıklarımız, paylaştığımız tüm anlar en küçük ayrıntısına kadar zihnimde. Hepsinin sonu farklı biliyor musun? Hepsini bir bir yaşıyorum ve hepsinin sonu için keşke böyle olsaydı diyorum. Zamanı geri getiremiyorum. Seni bildiğimi zannediyorum bazen. Ne kadar iyi bir insan olduğunu düşünüyorum. Yapamaz bile bile beni bu kadar üzemez, o kimseyi üzemez... Ama sonra ellerinle beni ittiğin ve gözünün önünde kalkmama bile yardım etmediğin geliyor aklıma çıldıracak gibi oluyorum deli oluyorum kızıyorum kendime deli gibi. Nasıl diyorum kendime, nasıl izin verdin kendini böyle küçültmeye? Hayatında tek bir insana tamamen içinden geldiği gibi davrandın sen. Sen çünkü mutluydun huzurluydun çok. Her şeyini serdin önüne. Ama biliyor musun, sen daha çok küçük bir kızsın. ...
Sebepsiz olacaksın bazen. Nedensiz yapacaksın; her ne yapıyorsan. Soruların olmayacak; yaşayacaksın sadece; içinden geldiği gibi. Yalın olacaksın; gösterişten uzak. "Sen" olacaksın. İnsanlar seni "sen" olduğun için sevecek; tüm yalınlığınla. Paylaşacaksın ve de. Seni anlayan insanlarla, kendi hayatını ve onların hayatını. Paylaşmak güzeldir çünkü. Sonra "BİZ" olmanın tadına varacaksın. Hayatın tadına varacaksın. Hiç daha önce varamadığın kadar.

EKSİK

Yıllar geçmişti; seninle son kez görüştüğümüz o günün üzerinden. Nereden bilebilirdim ki yıllar sonra tekrardan görüşeceğimizi; sonumuzun ne olacağını bilmeden. Şimdi "Keşke" diyorum; "Keşke tekrardan karşılaşmasaydık da bu kadar üzmeseydik; üzülmeseydik..." Biz hiçbir zaman BİZ olamadık; eskiden çevremizdeki insanlardı buna sebep; şimdiyse biz... Neden diyorum; neden? Sen ne benimle yapabildin; ne de bensiz. Ben ne seninle yapabildim; ne de sensiz. Birlikteyken ittik birbirimizi; uzaktayken çektik kendimize. Bu böyle sürdü gitti; aylarca, yıllarca. Aslında çok yakınken, bir bakışla, bir dokunuşla hissederken ne demek istediğimizi; yeri geldi anlamadık birbirimizi. Hatta hiç anlamadık. Yanlış anladık. Yoksa öyle mi anlamak istedik? Korktuk mu biz? Kendimizi büsbütün teslim etmeye birbirimize? Bu yüzden mi oldu yanlış tanıma ve anlama merasimleri? Hatırlıyor musun seninle gittiğimiz o eski meyhaneyi? Yıllar sonra ilk kez başbaşa kaldığımız o akşamı. O akşam tüm...

Gözlerin Ardında Saklı Bir Huzur

Şöyle bir gözlerimi kapıyorum, "asıl huzur buradaymış diyorum. Gözlerimin ardındaymış. Masmavi bir deniz, boylu boyunca uzanan, kızgın güneşten kavrulmuş bir kumsal, hafif bir rüzgar, ağaçlar dansediyor benimle. Bense uzanmışım, gözlerim kamaşmış, vücudum mayışmış, kumla oynuyorum. Ona belli belirsiz şekiller veriyorum. Ayaklarım denizde. Öylesine huzurluyum. Açmıyorum gözlerimi. Çünkü biliyorum ki huzur gözlerimin ardında gizli. Bu huzuru görebiliyor musun sen de? Hissedebiliyor musun? Işte benim dünyam orada. Gizli kapının ardında. Ver ellerini; koş benimle sonsuzluğa... Deniz bizim olsun, güneş bizim olsun, ağaçlarla birlikte dansedelim. Bu bizim dünyamız olsun; kimsenin görmediği, ulaşamadığı... Gözlerimin ardında, tam da gözlerini kapattığın yerde. Orada.

SESSÍZCE.

Sadece bakardı. Tek söz söylemeden öylece bakardı. Içinden çok şey geçerdi, bilirdim. Soramazdım. Öyle bir bakardi ki bana, nedenini bilmediğim o hüznü paylaşırdı adeta benimle. Sessizce. Dokunurdu alnıma, kirpiklerime, burnuma, dudaklarıma. Severdi beni çok, dokunuşlarıyla. Hayallerine ortak ederdi gözlerimi; sonrasında dudaklarıma dokunur, konuşurdu onlarla uzun uzun. Sessizce. Bakamazdım gözlerine bazen, rahat rahat yaşasın, döksün içindekileri diye. Bazen gözleri yaşlanır, bana farkettirmeden silerdi. Farketmezdim. Görmezdim. Bilemezdim. Soramazdım. Söyleyemezdi. Bunun adı aşksa, bizim aşkımız böyleydi işte. Sessiz ve derinden. Ben onun gözlerindeki hüzne, mutluluğa; o, gözlerimle hüznünü, mutluluğunu paylaşmaya, aşıktık. Sessizce.