Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Yıl 2012. Küreselleşmenin de küreselleşmesi. Gelişme çağı. Teknoloji çağı. Ya da "aynılaşma çağı". "Tüketme çağı". Maalesef benim küreselleşmeden anladığım bu. İnsanlar teknolojiye, gelişime ayak uydurayım derken, kendi değerlerinden veriyorlar; farkında olanlar var; ellerinde değil,  ayak uydurmak zorundalar; yoksa kürenin dışında kalırlar. Farkında olmayanların hali ise... Bitmek bilmeyen bir eskime, eskitme modası söz konusu. Daha bir ürünü yeni almış, kullanmaya başlamışken; gazete aralarına sıkıştırılan eklerde, otobüs duraklarında, televizyonlarda; kısacası ulaşabileceğimiz her yerde; o ürünün bir üst modeli sunuluyor. İnsanoğlu haliyle, elindeki yeni almış olduğu üründen vazgeçip, yeni hedefine ulaşmaya çalışıyor. Ayak uyduracak ya çevresine; sahip oluyor o yeni ürüne de. "Ötekileşiyor" bir başka deyişle. Farkettiniz mi bilmiyorum ama; artık okumaya da vakit ayrılmıyor. Okumak; "okumaya vakit ayırmak" olarak değil, "okumaya vakit ha...

Gizli Cennet

Dün sabah, işe gitmek üzere son kez 07:55 deniz otobüsüne bindim ve adadan taşındım. Oysa ki annemler pazar akşamı taşınmışlardı; ben de onlarla dönecektim İstanbul'daki evimize. Ama dönemedim. İşe son kez, adadan gitmek istedim. Farkındaydım; bir yaz daha bitmişti; ve ben istemiyordum bitmesini. Aslında yazın bitmesini değil, adadan taşınmayı, onu her yaz sonunda olduğu gibi bu yaz sonunda da terketmek istemiyordum... Doğduğumdan bugünüme kadar yaşadığım her şeye tanık olan, her sokağında ayrı bir anımın olduğu ada. "Dili olsa da konuşşa", derler ya, öyle işte... Neyse, son akşamımda yine her akşam gittiğim gibi, 18:15 motorundan iner inmez adanın tek fırını olan Mehtap Fırın'a gittim, "bir normal, bir çekirdekli ekmek" dedim, tanıdıklarımla sohbet ede ede evime çıktım. Anneannemlerde yemeğimi yedikten sonra, giydim eşofmanlarımı, terliğimi; dedim ki içimden "son akşam. Çık sokağa, hisset hissedebildiğince." Dışarı çıktım. Küçük ama içi ...